Human Development Index & Country Facts

“İnsani Gelişme” ile ilgili Akıllı Telefonunuza Yükleyebileceğiniz Harika Uygulamalar

1-HDI: Human Development Index & Country Facts

21 Mart 2017 tarihinde yayınlanan UNDP İnsani Gelişme Raporu ile aynı günde yayın hayatına giren “İnsani Gelişme ve Endeksi ve Ülkeler” uygulaması, ülkelerin insani gelişmedeki durumunu görebilmek için birebir.

Human Development Index & Country Facts Human Development Index & Country Facts-2

 

 

 

 

 

 

2-OECD Data

1961’de kurulan ve Türkiye’nin de üye olduğu Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) veri uygulaması, belki de türünde bir ilk. En güvenilir kaynaktan, dünyanın en büyük ekonomileri hakkında anlaşılır istatistiki bilgiye sahip olmak istiyorsanız, doğru adrestesiniz.

OECD-Data

 

 

 

 

 

 

 

3-ILOSTAT Country Profiles

1919 yılında İsviçre’nin Cenevre kentinden kurulan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) bu uygulama ile 200’e yakın ülkede iş piyasası göstergelerine kolay erişimi sağlıyor.

ILOSTAT-Country-Profiles

 

 

 

 

 

 

 

NİSAN2017

human the movie

Dünyaca ünlü Fransız fotoğrafçı ve yönetmen Yann-Arthus Bertrand’dan “Human” Belgeseli

 

human the movie

İlk filmi “Yuva” ile büyük ilgi gören ve ödüller kazanan, 2012’de Michael Pitiot ile çektiği “Planet Ocean” ile belgesel tutkunlarını büyülemeye devam eden Fransız fotoğraf sanatçısı ve yönetmen Yann Arthus-Bertrand, bu kez yılın en heyecan verici projelerinden birisi olan “İnsan/Human” ile karşımızda.

Çekimleri dünyanın 60 farklı şehrinde gerçekleşen ve 2 bin kişiyle yapılmış söyleşilerden oluşan “İnsan/Human”, “Bizi insan yapan nedir?” sorusunun peşine düşüyor ve bizi karanlık olduğu kadar umut verici insan hikâyeleriyle buluşturuyor. Savaştan ayrımcılığa, yoksulluktan homofobiye, bitmek bilmeyen insanlık sorunlarını kişisel hikâyelerle anlatmayı başaran Bertrand, bu çelişkiler üzerinden bizi empatiye davet ediyor ve sunduğu karanlık taraflarına rağmen insanlığın geleceğine dair umut dolu bir dünya seçeneğimiz olduğunu söylüyor.

http://www.human-themovie.org/

 

NİSAN2017

the life project

The Life Project

the life project

1946 yılında, bilim insanları Mart ayının bir soğuk haftasında doğan binlerce çocuğu gözlemlemeye başlar. Ama kimse, bunun dünyanın en uzun süreli insani gelişme çalışması olacağını öngörmemektedir. Öyle uzun sürecektir ki tam 5 kuşak. İşte 70 yıllık projede gözlemlenen kişiler, dünyada açık ara en iyi çalışılmış insanlar ve bir gerçek var ki, insan hayatını incelemenin en basit şekli bile, bizlerin doğuşunu, okula gidişini, ebeveynliğimizi ve ölümümüzü bile etkiliyor. Bu inceleme beraberinde bugünün İngiltere’sinde neredeyse her bireye dokunan bir çalışma.

1946’dan beri yürütülen çalışmaların sonuncusu, çocukların doğumundan yetişkinliğine kadar uzanacak dönemi inceleyecek 5. doğum kuşak çalışması. Bir önceki çalışmalara benzer olarak, “The Life Project” yeni kuşak İngiliz çocuklarının sağlık, yetişme ve yaşam faktörleri hakkında geniş çaplı çiçeği burnunda bilgileri bizimle paylaşıyor olacak.

Çalışma temel olarak, bebeğin erken hayat tecrübeleri ile, yaşamının ileriki safhalarında karşılaştığı sonuçların biyolojik ve çevresel faktörlerle ilişkisine odaklanıyor. Araştırmanın 5 teması ise şöyle:

  • Eşitsizlik, çeşitlilik (etnik dahil olmak üzere), yeni kuşak İngiliz çocuklarındaki sosyal değişimler
  • Okula hazır olma konusunda erken yaşam faktörleri ve gelecek eğitim performansı
  • Çocuklukta sağlığın ve hastalığın gelişim başlangıcı
  • Sosyal, duygusal ve zihinsel gelişme: Çocuk ve Ebevyn İlişkisi
  • Mahalleler ve Yakın Çevre: Çocuk ve Ebeveyn üzerindeki etkisi

NİSAN2017

chrb

Corporate Human Rights Benchmark (Kurumsal İnsan Hakları Ölçütü)

chrb

Corporate Human Rights Benchmark (Kurumsal İnsan Hakları Ölçütü) dünyanın en büyük 98 halka açık şirketini insan hakları performansına göre sıraladı. Bunlardan 3 tanesi de riskli sektörlerden seçildi.

Ölçüt ne iş yarar?

  • Şirketlerin insan haklarını ticaretlerinin merkezine oturtmalarını ve kabul etmelerini sağlar
  • Kurumsal insan hakları performanslarının büyük kitlelerce, şirketlerin içinde ve dışında daha kolay görülmesi ve daha koyal anlaşılmasını sağlar
  • Daha iyi bir performansa imza atmaları için yol gösterirken şirketleri takdir eder ve ödüllendirir.
  • Performansın zayıf ve geliştirilmeye ihtiyaç duyulduğu şirketlere; yatırımcıları, sivil toplumu ve düzenleyicileri de dahil ederek meydan okur, bu sırada da kurumsal hesap verebilirliği artırmak için ispata dayalı yaklaşımı benimser.

Ölçüt neye göre hesaplanır?

  • Şirketlerin izlediği yönetim ve politika taahhütleri
  • Şirketin gerekli özeni göstererek saygı ve insan haklarını içselleştirmesi
  • Şirketlerdeki yasal haklar ve şikayet mekanizmaları
  • Performans: Şirket İnsan Hakları uygulamaları
  • Performans: Ciddi İddialara cevap verme
  • Şeffaflık

2017 senesinde dünyada kurumsal insan hakları performansı en yüksek ilk üç şirket:

  • BHP Billiton
  • Marks & Spencer Group
  • Rio Tinto

Nestle, Adidas ve Unilever bu şirketleri takip ederken geriye kalan 92 şirketin insan hakları performans ortalaması %28.7.

chrb3

NİSAN2017

 

yaşlı-bakım-hizmetleri

Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Sosyal Politika Yaklaşımları

yaşlı-bakım-hizmetleri

Hemen her kültürde farklı tanımlar, farklı yaş sınırları varsa da yaşlanma çoğu kez zayıflık, başkalarına muhtaçlık ve kendi kararlarını alamamak ile özdeşleştirdiğimiz bireyin içinde olmak istemediği bir kavram. Hayat süresinin uzaması, sağlık alanındaki gelişmeler bireylerin “yaşlı” olarak tanımlanarak geçirdiği süreyi uzatmakta. Hem bireyin bu süreci insan onuruna yakışır kalitede geçirmesi hem de yaşlanmanın ekonomik ve sosyal yükünü hafifletmek amacıyla yaşlanmanın olumsuz özelliklerini hafifletmekten, bireysel ihtiyaçlara göre farklılaşan hizmetlere kadar farklı konuları kapsayan sosyal hizmet modelleri geliştirilmiştir. Aşağıda Dünyadaki yaşlı bakım politika ve uygulamalarında ön plana çıkan trendlere yer verilmiştir.

 

Aktif yaşlanma

Son yıllarda sıklıkla duyulan aktif yaşlanma kavramındaki aktif kelimesi bireylerin sadece fiziksel iyilik  durumlarını ya da çalışma kapasitelerini değil, sosyal, ekonomik, kültürel ve yurttaşlıkla ilgili konularda süreklilik gösteren toplumsal katılımlarını ifade etmektedir. Bu kavramda emeklilik ya da sağlık sorunları nedeniyle profesyonel olarak çalışamayan bireyler pasif bir yaşam sürdürme yerine, gönüllü çalışmalar ve öğrenme programları ile  daha uzun süre sağlıklı, aktif ve özerk yaşamaya teşvik edilmektedir. Emekililk yaşından sonra çalışan birey  ve işverenlerine vergi avantajları, kuşaklararası ekip çalışmalarında yaşılıların üstlendiği rehberlik, uzmanlık gibi yeni roller, yarı-zamanlı esnek çalışma imkanları. yaşamboyu öğrenim ve eğitim çalışmaları aktif yaşlanma başlığı altında yer alan konu başlıklarıdır.

 

Sağlıklı Yaşlanma

Yaşlanmayla birlikte sağlık sorunlarının artması ve yaşam süresinin uzaması, sağlık harcamalarında finansal sürdürülebilirlik ve maliyet etkinliği konularını gündeme getirmektedir. Örneğin 2014 yılından itibaren ayakta bakım, ilaç harcamaları ve yönetim gibi konularda verimlilik ve maliyet etkinliğini arttırmak amacıyla AB üye ülkelerde internet ve toplumsal iletişimle desteklenen Sağlıklı Yaşlanma programları oluşturulmuştur. Bu programlarla 65 yaş ve üzeri bireylerin sağlıklı beslenmesi, egzersiz ve aktif sosyal hayatı sürdürmeleri teşvik edilirken, koruyucu hekimlik çalışmaları (aşı, bilgilendirme, sağlık taraması vb.) ile bireylerin yaşam kalitesi arttırılmaya çalışılmaktadır.

 

Bütüncül Bakım Hizmetleri ve İhtiyaç Tespiti

Yaşlanmayla birlikte ekonomik sorunlardan, sosyal izolasyona, sağlık problemlerinden, kendi özbakımını üstlenememeye kadar çok farklı alanlarda ortaya çıkan ihtiyaçlar farklı kurum ve disiplinlerin sorumluluğuna girmektedir. Özellikle organizasyonel yapı, hizmet niteliği ve personel yapısı itibariyle birbiriyle farklı yapılarda olan ancak aynı hedef kitleye hizmet sunan sağlık ve sosyal hizmetler organizasyonlarının profesyonel yapıda kurgulanmış bir koordinasyon mekanizması ile sunulması bütüncül hizmet anlayışının en önemli adımlarından biridir. Bütüncül hizmet anlayışını benimsemiş organizasyonlarda kilit rolü; yaşlının ihtiyacını belirleyen çoğunlukla “ilk durak” veya “tek durak” olarak adlandırılan, farklı disiplin ve kurumların temsilcilerinden oluşan komisyonlar üstlenmektedir. Bu komisyonlarda bireyin sosyal, sağlık ve ekonomik açıdan kendine yeterliliği standart testler ile ölçülürken, ihtiyacın düzey ve türüne göre ilgili sağlık ya da sosyal hizmetler birimlerine yönlendirilmekte, verilen hizmet düzey ve kalitesi kontrol edilirken, hizmet sunucularına geri bildirimde bulunularak hizmet mükerrerlikleri, farklı uzmanlıklar yada kapasite sorunları nedeniyle hizmet verilememe gibi sorunlar önlenmeye çalışılmaktadır.

 

Bakım Hizmetlerinde informal bakım

Türkiye gibi geleneksel ülkelerde yaşlı bakımını önemli ölçüde aile üyeleri üstlenmektedir. Öte yandan gelişmiş ülkelerde de yaşlı bakımında aile, akraba ya da eğitimsiz ücretli bakıcılar ile sağlanan informal bakım ön plana çıkmaktadır. Evde yaşlı bakım hizmeti sunan aile bireylerine yönelik sosyal, psikolojik, maddi destek, bakım eğitimi gibi hizmetler, yaşlının gerekli bakım hizmetini aldığından emin olmak için bakımı üstlenen aile ve yakın çevrenin sosyal hizmet uzmanları tarafından düzenli aralıklarla denetlenmesi, gerekli durumlarda bakıcı ve yaşlı için gerekli müdahale ve düzenlemelerin planlanması informal bakımda öne çıkan konulardır.

 

Evde Bakım Hizmetleri

Yaşlı bakım hizmet bakımında bireyin yaşadığı çevreden izole edilerek bir kuruma yerleştirildiği, bireysel karar ve sorumluluklarının kurum profesyonellerince üstenildiği modeller yerine bireyi mümkün olduğu kadar kendi evinde, mahallesinde, sosyal çevresinde, kendi başına yeter şekilde yaşamasına destek olmayı amaçlayan bakım hizmet modellerine doğru bir yönelim söz konusudur. Bu yaklaşımda ihtiyaca yönelik farklı hizmet modelleri yer almaktadır;

Gündüzlü Bakım merkezleri / Yaşam merkezleri: Ev ortamında yaşamaya devam eden yaşlıların kendi mahallelerinde açılmış, ihtiyaç duyan bireye günlük yaşam faaliyetlerinde destek olan, günübirlik danışmanlık, kişisel bakım, rehabilatasyon ve sosyal faailiyetler sunan merkezlerdir.

Evde Bakım: Bireyin zihinsel ve fiziksel bağımsız yaşama kapasitesindeki kayba bağlı olarak doğrudan bireyin günlük kişisel aktivitelerine (yemek yeme, kişisel temizlik, oturup-kalkma vb.) ve araçsal günlük aktivitelere (yemek hazırlığı, ev temizliği, alışveriş vb.) yönelik olmak üzere iki ana grupta verilmektedir.

Evde Sağlık Hizmetleri: Evde yaşamaya devam eden ancak sürekli tıbbi bakım ve takibe ihtiyaç duyan hastalara sağlanan tıbbi, psikolojik ve sosyal destekler bu kapsamda yer almaktadır. Yaşlı bireyin rutin muayenesi, kan analizleri, sonda takılması, pansuman, heyet raporlarının yenilenmesi gibi konularda evde verilen sağlık hizmetleridir.

 

Kurumsal Bakım

Evde bakım hizmetlerindeki gelişmelere rağmen kurumsal bakım yaşlı bakımında vazgeçilemeyecek bir hizmet modelidir. Özellikle evde bakımının yetersiz kaldığı, demans, Alzheimer gibi sağlık problemleri olan ya da bağımlılık düzeyi artmış ileri yaş gruplarının bakımında ön plana çıkmaktadır. Kurumsal bakım hizmetlerinde de temel amaç, yaşlıya kendi ortamına en yakın tasarımda (şehir merkezlerinde, dış dünya ile ilişkinin devam edebileceği, mümkün olan ölçüde bağımsız yaşama imkanı sağlayan) bakım merkezleri tasarlamak olmalıdır. Özellikle yaşlı bakım hizmetlerinde kurumsal bakım açısından küçülen yatılı bakım merkezleri ve ev tipi modelleri üzerinde durulmaktadır.

Kurumsal bakım merkezlerinin hedef kitlesi gözönüne alındığında bu kurumların ağırlıkla kronik sağlık sorunu yaşayan, engelli, alzheimer, tedavi sonrası uzun nekahat dönemi yaşayan yaşlılara yönelik ihtisaslaşmış bakım ve rebalitasyon merkezleri olarak konumlanması ve yaygınlaştırılması önem kazanmaktadır. Ayrıca geriatrik bakım ve palyatif bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması özellikle en yaşlı olarak tanımlanan 80 ve üzeri yaş grubunun yaşam kalitesine önemli katkı sağlayacaktır.

 

Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Finansman

Sosyal devlet modelinde yaşlı bakım hizmetleri sağlık, eğitim hizmetleri gibi kamunun finansman ve sorumluluğunda olması gereken bir konudur. Ancak yaşlanmanın artan maliyeti bakım hizmetlerinin finansmanında alternatif kaynak arayışlarına yol açmaktadır. Özellikle batı refah toplumları olmak üzere bir çok ülkede yaşlı bireyin aldığı bakım hizmetlere geliri oranında yaptığı katkılar, vergiler ve zorunlu sigorta sistemleri üzerinden kaynak oluşturma yoluna gidilmiştir. Aylık düzenli bir geliri olan kişinin brüt geliri üzerinden alınan “bakım vergisi/sigortası” kesintileri ile bakım vergisi/sigortası üzerinden kaynak oluşturulurken, birey ve/veya kamunun bakım masraflarının ne kadarını üstleneceği ihtiyaç sahibi bireye uygulanan gelir testleri üzerinden belirlenmektedir.

NİSAN2017

mülteci sosyal uyum

Ulaş Sunata’dan Mülteciler ile ilgili 7 Sosyal Politika Önerisi

mülteci sosyal uyum

Ülkemizde bulunan Suriyeli mültecilerin Türk toplumu ile daha sağlıklı ve başarılı bir şekilde entegre olması ve sosyal uyumun gerçekleşebilmesi için yapılması gereken 7 sosyal politika önerisi

  1. Geçicilik üzerinden kurulan dil terkedilmeli

Suriye krizinin altıncı yılındayız. Suriye’nin durumu hala belirsiz ve yakın bir gelecekte çözülmesi beklenmiyor. Türkiye’ye gelen ve halen “geçici koruma” altında olan Suriyelilerin resmi olarak sayısı neredeyse 3 milyon. Bu sayıya ek olarak Türkiye’de doğan, kayıtdışı olan veya kayıt sürecinde olan çok sayıda Suriyeli var. Bu insanların Türkiye’de geçici olduğu yönündeki politik dil acil olarak terkedilmeli. Bunun yerine onların kalıcı olduğunu kabul edilerek iyi tasarlanmış orta ve uzun vadeli politikalar yapılması gerekiyor.

  1. Mültecilik statüsüne ilişkin yeni yasal düzenlemeler yapılmalı

Ülkemizde 1951 Birleşmiş Milletler Cenevre Sözleşmesi’ne imza atılarak mültecilik statüsü Kabul edilmiştir. Fakat 1967 protokolüne rağmen Türkiye “coğrafi kısıtlama” şartını koruduğundan sadece Avrupa’dan gelenlere mültecilik statüsü verilebilmektedir. Halbuki Türkiye’den sığınma talebinde bulunanların neredeyse tamamı Avrupa-dışındaki ülkelerden gelmektedir. Türkiye’nin mülteciler için yeni bir çekim alanı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu sebeple özgün durum düşünülerek, uluslararası sözleşmeler ve ulusal yasal düzenlemelerle yenilenmelidir. Hak-temelli yaklaşım benimsenerek “geri göndermeme” ilkesi korunmalıdır.

  1. Mültecilik belirleme sisteminin uygulama detayları belirlenmeli

Türkiye dünyanın bir numaralı mülteci-alan ülkesi olarak hızla mülteci tayin sistemini uygulamaya geçirmelidir. Ülkeye giriş yapanların uluslararası koruma ihtiyacının tespiti tüm vatandaşların ve asıl sığınmaya ihtiyacı olan mültecilerin sosyal bütünleşmesi ve güvenliği için önemlidir. Bu uygulama ancak yeni girişler için uygulanabilir.

  1. Kayıt altında olma teşvik edilmeli

Suriye göç akınına paralel olarak Türkiye artan oranda karma göç alan bir ülke olmuştur. Periyodik ve düzenli göçmen sayısı artmakta ve farklı ülkelerden sığınma talepleri gelmektedir. Düzensiz göçün control edilmesi ve göçmenlerin kayıt altında olması önemlidir. Türkiye önceden iltica anlamında fiilen transit ülkeyken, şimdi hedef ülke konumuna geçmiştir. Kayıt altında olmak hem mülteciler için sağlık hizmetlerine erişim bakımından hem de halk sağlığı açısından oldukça mühimdir.

  1. İnsani yardım üzerinden teşvikler yerine sürdürülebilir yaşam modelleri desteklenmeli

Yardımlarla geçinen bir nüfus oluşturmak yerine barınma ve rehabilitasyon ihtiyaçlarının tespit ve giderilmesi başta olmak üzere istihdam ve eğitim bağlamında yaratıcı sosyal politikalar üretilmesi zaruridir.

  1. Suriyeli nüfusun iç veya dış siyaset içinde araçsallaştırılmasına son verilmeli ve göçmen-mülteci-birlikte yaşama dair toplumsal farkındalık arttırılmalı

Mülteciler konusu iç ve dış siyaset içinde araçsallaştırıldığından mültecilere olumsuz bakış ve önyargılar sürekli artmakta ve toplumsal gerilim büyümektedir. Toplum nezdinde güvenlik ve ekonomik maliyetlerin hesabı günah keçisi haline getirilen göçmenlere kesiliyor. İç ve dış siyasette mültecilerin kullanılması herkesin zararınadır. Bu kadar büyük bir demografik değişimi dünyada çok az ülke yaşadı. Bu da farklı sosyal gerilimler yaratıyor. Mültecilerin neden ve nasıl geldiğinin ve ne yapabileceklerinin ve kimler olduğunun Türkiye vatandaşlarına anlatmak gerekiyor. Farkındalık kampanyaları ile birikte yaşam kültürünün genişletilmesi gerekli.

  1. Göç, Uyum ve Diaspora Bakanlığı kurulmalı

Kurumlararası koordinasyonu sağlayarak sorunlarının bütüncül çözümü için Göç, Diaspora ve Entegrasyon Bakanlığı gibi bir bakanlık ihtiyacı var. Farklı bakanlıklar ve farklı devlet kurumları bu konuda ciddi bir koordinasyon sorunu yaşıyor.

NİSAN2017

E-Bülten No.4

[av_one_fifth first min_height=” vertical_alignment=” space=” custom_margin=” margin=’0px’ padding=’0px’ border=” border_color=” radius=’0px’ background_color=” src=” background_position=’top left’ background_repeat=’no-repeat’ animation=”][/av_one_fifth] [av_three_fifth min_height=” vertical_alignment=” space=” custom_margin=” margin=’0px’ padding=’0px’ border=” border_color=” radius=’0px’ background_color=” src=” background_position=’top left’ background_repeat=’no-repeat’ animation=”] [av_textblock size=” font_color=” color=”] Değerli Dostlar,

İnsani Gelişme Raporu 2016 yayınlandı. Rapor genelde medyada ülkelerin sıralaması ile yer alıyor. Biz ise  İNGEV olarak özellikle insani gelişme konusundaki yaklaşımı ve çizdiği gelişme vizyonu için önemli bulduk. Herkesin raporun tamamını okuyacak zamanı olmadığını düşünerek, seçtiğimiz bazı paragrafları, anlamlarını koruyarak sizlere Türkçe aktarmak istedik. Umarız yararlı olur.

Saygılarımızla

İNGEV
[/av_textblock] [av_hr class=’default’ height=’50’ shadow=’no-shadow’ position=’center’ custom_border=’av-border-thin’ custom_width=’50px’ custom_border_color=” custom_margin_top=’30px’ custom_margin_bottom=’30px’ icon_select=’yes’ custom_icon_color=” icon=’ue808′] [av_textblock size=” font_color=” color=”]

İnsani Gelişme Raporu 2016’dan Seçmeler Herkes İçin İnsani Gelişme

Önsözden

İnsani gelişme bütünüyle insanın özgürlüğüne bağlı; her bir bireyin potansiyelini gerçekleştirebilme özgürlüğüne sahip olmasına, sadece bir kısmımızın veya çoğunluğumuzun değil, dünyanın her köşesindeki istisnasız her bir insanın, şimdi ve gelecekte.  Bu evrenselcilik insani gelişme yaklaşımını benzersiz kılar.

Dünyanın kimseyi geride bırakmamak adına 15 yıldan az bir zamanı kaldı. İnsani gelişmişlik uçurumunu kapatmak, gelecek nesiller için aynı ve hatta daha iyi fırsatlar sağlamak. Bu çok cesur bir gündem. İnsani gelişme sürdürülebilmeli ve sürdürülebilir olmalı ve her bir insan hayatını zenginleştirmeli. Böylelikle tüm insanların barış ve refaha ulaşabileceği bir dünyaya sahip olabilelim.

Helen Clark

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
[/av_textblock] [av_hr class=’default’ height=’50’ shadow=’no-shadow’ position=’center’ custom_border=’av-border-thin’ custom_width=’50px’ custom_border_color=” custom_margin_top=’30px’ custom_margin_bottom=’30px’ icon_select=’yes’ custom_icon_color=” icon=’ue808′] [av_image src=’http://ingev.org/wp-content/uploads/2017/03/HDR2016-1.png’ attachment=’3658′ attachment_size=’full’ align=’center’ styling=” hover=” link=” target=” caption=” font_size=” appearance=” overlay_opacity=’0.4′ overlay_color=’#000000′ overlay_text_color=’#ffffff’ animation=’no-animation’][/av_image] [av_textblock size=” font_color=” color=”] İnsani Gelişme Raporunun Temel Mesajları

  • Evrensellik insani gelişmenin temelidir ve herkes için insani gelişme ulaşılabilirdir.
  • Dünyada birçok insan temel ihtiyaçlardan yoksundur ve azımsanmayacak engellerle karşı karşıyadırlar.
  • Herkes için insani gelişme bazı analitik konulara ve değerlendirme perspektiflerine yeniden odaklanmayı gerektirmektedir.
  • Politika seçenekleri vardır ve eğer uygulanırsa, herkes için insani gelişmeye ulaşmak olasıdır.
  • Daha adil, objektif bir küresel bakış da herkes için insani gelişmeyi mümkün kılabilir.
[/av_textblock] [av_hr class=’default’ height=’50’ shadow=’no-shadow’ position=’center’ custom_border=’av-border-thin’ custom_width=’50px’ custom_border_color=” custom_margin_top=’30px’ custom_margin_bottom=’30px’ icon_select=’yes’ custom_icon_color=” icon=’ue808′] [av_image src=’http://ingev.org/wp-content/uploads/2017/03/HD_WordCloud2.jpg’ attachment=’3659′ attachment_size=’full’ align=’center’ styling=” hover=” link=” target=” caption=” font_size=” appearance=” overlay_opacity=’0.4′ overlay_color=’#000000′ overlay_text_color=’#ffffff’ animation=’no-animation’][/av_image] [av_textblock size=” font_color=” color=”] İnsani Gelişme ve Özgürlükler

İnsani gelişme özgürlüklerin genişletilmesiyle ilgilidir, böylelikle tüm insanlar değer verdikleri kararlarının peşinden gidebilirler. Bu tür özgürlüklerin 2 temel boyutu vardır –  birincisi refah özgürlüğüdür, işleyiş ve becerilerle,  diğeri ise kurum özgürlüğüdür, ifade ve özerklikle temsil edilir.
[/av_textblock] [av_hr class=’default’ height=’50’ shadow=’no-shadow’ position=’center’ custom_border=’av-border-thin’ custom_width=’50px’ custom_border_color=” custom_margin_top=’30px’ custom_margin_bottom=’30px’ icon_select=’yes’ custom_icon_color=” icon=’ue808′] [av_image src=’http://ingev.org/wp-content/uploads/2017/03/SDGs.jpg’ attachment=’3660′ attachment_size=’full’ align=’center’ styling=” hover=” link=” target=” caption=” font_size=” appearance=” overlay_opacity=’0.4′ overlay_color=’#000000′ overlay_text_color=’#ffffff’ animation=’no-animation’][/av_image] [av_textblock size=” font_color=” color=”] İnsani Gelişme ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

İnsani Gelişme Raporu ve 2030 gündemi, evrensellik ilkesine dayanmaktadır ve üç ana konuya dikkat çeker. Aşırı yoksulluğun bertaraf edilmesi , açlığın sonlandırılması ve sürdürülebilirlik. İnsani Gelişme yaklaşımı ve 2030 gündemi, birbirinin anlatımını ortak paydada desteklerken, aynı zamanda birbirleri için etkin bir savunuculuk platformudur.
[/av_textblock] [av_hr class=’default’ height=’50’ shadow=’no-shadow’ position=’center’ custom_border=’av-border-thin’ custom_width=’50px’ custom_border_color=” custom_margin_top=’30px’ custom_margin_bottom=’30px’ icon_select=’yes’ custom_icon_color=” icon=’ue808′] [av_image src=’http://ingev.org/wp-content/uploads/2017/03/UNDP.jpg’ attachment=’3661′ attachment_size=’full’ align=’center’ styling=” hover=” link=” target=” caption=” font_size=” appearance=” overlay_opacity=’0.4′ overlay_color=’#000000′ overlay_text_color=’#ffffff’ animation=’no-animation’][/av_image] [av_textblock size=” font_color=” color=”] Geride Kalanlara (İhmal Edilmişlere) Evrensel Politikalarla Ulaşmak

Kapsayıcı büyümeyi sürdürmek

  • İstihdam temelli bir büyüme stratejisi oluşturmak
  • Finansal kapsamayı geliştirmek
  • İnsani gelişme önceliklerine yatırım yapmak
  • Çok boyutlu kazan-kazan stratejileri gerçekleştirmek

Kadınlar için fırsatlar geliştirmek

  • Kadın girişimcileri cesaretlendirmek ve desteklemek
  • İşyerinde kadınların yükselmesindeki engelleri aşmak

Yaşamsal becerilere yönelmek

  • Çocukların geleceğe hazırlanmalarına yardımcı olmak
  • Genç insanları teşvik etmek
  • Korunmasız işçileri korumak
  • Yaşlı insanlara bakmak

İnsani gelişme öncelikleri için kaynakları seferber etmek

  • Mali alan yaratmak
  • Hibeleri birleştirmek
  • İklim finansmanını insani gelişme öncelik finansmanı olarak kullanmak
  • Diğer araçlardan yararlanmak
  • Kaynakları etkin biçimde kullanmak

Herkes İçin İnsani Gelişme: Aksiyon Gündemi

  • İnsani gelişme eksikliği yaşayanları ve nerede olduklarını belirlemek
  • Mevcut politika opsiyonlarını bütünlük içinde sürdürmek
  • Cinsiyet farklılığını kapatmak
  • Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini ve diğer küresel anlaşmaları uygulamak
  • Reformlara yönelik çalışmalar sürdürmek
[/av_textblock] [av_hr class=’default’ height=’50’ shadow=’no-shadow’ position=’center’ custom_border=’av-border-thin’ custom_width=’50px’ custom_border_color=” custom_margin_top=’30px’ custom_margin_bottom=’30px’ icon_select=’yes’ custom_icon_color=” icon=’ue808′] [av_image src=’http://ingev.org/wp-content/uploads/2017/03/HDR2-2016-495×400.jpg’ attachment=’3662′ attachment_size=’portfolio’ align=’center’ styling=” hover=” link=” target=” caption=” font_size=” appearance=” overlay_opacity=’0.4′ overlay_color=’#000000′ overlay_text_color=’#ffffff’ animation=’no-animation’][/av_image] [av_textblock size=” font_color=” color=”] Küresel Sistemde Reform İhtiyacı:

Günümüz dünyasında, evrensel bir insani gelişme için ulusal politikalar tamamlayıcı olmalıdır. Adil olan ve insani gelişmeyi besleyen bir sistem tarafından da desteklenmelidir. Mevcut sistemde öne çıkan 5 eksik şu şekilde sıralanabilir:

  • Dengesiz bir ekonomik küreselleşme yönetimi
  • Adaletsiz küreselleşme
  • Çok uluslu kurumların yönetiminde sorunlar yaşanması
  • Çok yönlülüğün insan güvenliğine karşı sadece duyarlı olması
  • Sivil toplumun potansiyeli ile ilgilenilmemesi
[/av_textblock] [av_hr class=’default’ height=’50’ shadow=’no-shadow’ position=’center’ custom_border=’av-border-thin’ custom_width=’50px’ custom_border_color=” custom_margin_top=’30px’ custom_margin_bottom=’30px’ icon_select=’yes’ custom_icon_color=” icon=’ue808′] [av_textblock size=” font_color=” color=”] Sonuç

İnsani gelişme perspektifinden bakıldığında, tüm insanların değer verdikleri şeylere ulaşmalarını, kendi potansiteyellerinin tümüyle farkında oldukları ve bu özgürlüğe sahip oldukları bir dünya istiyoruz. İnsani gelişmenin de ilgilendiği tek konu işte budur: evrensellik, kimseyi arkada bırakmamak (ihmal etmemek).

Evrensel insani gelişme – yaşı, uyruğu, dini, etnik kökeni, cinsiyeti, cinsel tercihi ne olursa olsun – insanın kendi yeteneklerini tümüyle ortaya koymalı ve bu yetenekleri uygulamasında da sağlayıcı olmalıdır.

Bu aynı zamanda, yetenek ve fırsatların, bir bireyin hayatı boyunca ve kuşaktan kuşağa, sürdürülebilir olması anlamına da gelmektedir. Bundan yararlanamayan ve geride kalanların (ihmal edilenlerin) kendi potansiyellerini ortaya çıkarabilmeleri için desteğe ihtiyacı vardır.

Gelişme, insanlarındır, insanlar tarafından gerçekleştirilir ve insanlar içindir. İnsanlar birbirleriyle ortak olmalıdır. İnsanlar ve gezegenimiz arasında bir denge olması gerekir ve insanlık barış ve refah için çaba sarfetmelidir. İnsani gelişme, her insan hayatının eşit derecede değerli olduğunun kabul edilmesi ve herkes için insani gelişmeye en geride kalanlardan (ihmal edilenlerden) başlanması ile başarılabilir.
[/av_textblock] [/av_three_fifth][av_one_fifth min_height=” vertical_alignment=” space=” custom_margin=” margin=’0px’ padding=’0px’ border=” border_color=” radius=’0px’ background_color=” src=” background_position=’top left’ background_repeat=’no-repeat’ animation=”][/av_one_fifth]

Sur'da-Yaşanan-Olayların-Kent-Ekonomisine-Etkilerinin-Analizi-Sonuç-Bildirgesi-Açıklandı

“Sur’da Yaşanan Olayların Kent Ekonomisine Etkilerinin Analizi” Sonuç Bildirgesi Açıklandı

Sur'da-Yaşanan-Olayların-Kent-Ekonomisine-Etkilerinin-Analizi-Sonuç-Bildirgesi-Açıklandı

İNGEV (İnsani Gelişme Vakfı) ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi işbirliğinde bin işletme ve 200 çalışanla yapılan saha çalışmasının ardından hazırlanan analiz raporu basın açıklamasıyla kamuoyu ile paylaşıldı. Kalkınma Bakanlığı, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) ve İstanbul Politikalar Merkezi’nin ortaklaşa yürüttüğü “Sur’da Yaşanan Olayların Kent Ekonomisine Etkilerinin Analizi” projesinin sonuç bildirgesi basında da büyük ilgi gördü.

Programa, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Fuat Keyman, DTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet SAYAR, Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Hasan MARAL, İNGEV Uzmanı Aysen Ataseven katıldı.

Açılış konuşmasını yapan DTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Sayar, “Saha çalışmamızın amacı Sur içinde yaşanan olaylardan sonra Sur ve bir bütün kentte gelişen ekonomik sorunları tespit etmekti, bu şekilde kente dair geliştirilecek ekonomi politikaları için yerelden mevcut durumu gösteren veriler oluşturmaktı. Saha çalışması kapsamında odamıza kayıtlı Sur’da 293, Diyarbakır genelinde 709 işletme ile bire bir görüşmeler yapıldı.” dedi

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Fuat Keyman, “Sur ilçesinden başlayarak bu çalışmayı yapmaya karar verdik. Bir normalleşmeye gidilecekse bunun en önemli koşularından biri ekonomiyi tekrardan canlandırmak, ekonomik sorunlara çözüm olabilecek politikalar üretmektir.”  ifadelerini kullandı.

Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Hasan Maral da “Bu çıkan veriler doğrultusunda istihdam açığı, kalifiye personel açığı varsa onu gidermek yine esnafın sanayicilerin talepleri varsa onları yerine getirme adına ilgili aktörlerle işbirliği içerisinde çalışacağız.” diye konuştu.

Programda İNGEV uzmanı Aysen Ataseven de saha araştırmasını detaylı anlatan bir sunum gerçekleştirdi.

Hazırlanan raporda şu ifadelere yer verildi:

  • Sur içinde faaliyet gösteren işletmelerin, yarıdan fazlası 1-5 çalışanlı yüzde 56’sı küçük işletmeler olduğu belirtildi. Bu işletmelerin 2015-2016 yılları arasında etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla yüzde 25 ciro kaybı yaşadığı tespit edildiği buna paralel olarak Sur olaylarında sonra ortalama çalışan sayılarında yüzde 43 azalma yaşandığına dikkat çekildi.

Raporda bir başka detayda Sur içindeki açık işletmelerin yaklaşık 5’te biri yüzde 19’u kapsayan ya da taşınan işletmelerin yüzde 20’si Sur’da yaşanan olaylar sırasında fiziksel hasar gördüğü ve Sur içinde oluşan maddi hasarın toplam 5 milyon TL’nin üzerinde olduğunu kaydedildi.

Araştırma Raporu için Lütfen Tıklayınız

ingev2 ingev

Türkiye’de yaşam memnuniyet düzeyimiz ,3 oldu

Türkiye’de yaşam memnuniyet düzeyimiz %61,3 oldu…

Mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2015 yılında %56,6 iken 2016 yılında %61,3 oldu. Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise %11,4’ten %10,4’e düştü.

Kadınlarda mutluluk oranı, 2015 yılında %60,2 iken 2016 yılında %64,5’e, erkeklerde bu oran %52,9’dan  %58,1’e yükseldi.

 

En yüksek mutluluk 18-24 Yaş Grubunda

Yaş gruplarına göre mutluluk düzeyine bakıldığında, en yüksek mutluluk oranı yüzde 65.1 ile 18-24 yaş grubunda, en düşük mutluluk oranı ise yüzde 58.2 ile 35-44 yaş grubunda gerçekleşti.

Okul bitirmeyen bireylerde mutluluk düzeyi daha fazla oldu

Bir okul bitirmeyenlerde mutluluk oranı yüzde 63.5 iken bunu sırasıyla; yüzde 62.9 ile ilkokul mezunu, yüzde 61.4 ile ilköğretim veya ortaokul mezunu, yüzde 60.2 ile yükseköğretim mezunu, yüzde 57.8 ile lise ve dengi okul mezunu izledi.

 

Evli kadınlar evli erkeklere göre daha mutlu

Evli bireylerin, evli olmayanlara göre daha mutlu olduğu görüldü. Evli bireylerin yüzde 64.7’si mutluyken, evli olmayanlarda bu oran yüzde 53.5’a düştü. Mutluluk düzeyi cinsiyete göre incelendiğinde; evli kadınların yüzde 68.3’ünün, evli erkeklerin ise yüzde 60.8’inin mutlu olduğu gözlendi.

 

Bireyleri %70.2 ile En Çok Aileleri Mutlu Etti

Kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı yüzde 70.2 olurken, bunu sırasıyla; yüzde 15.1 ile çocuklar, yüzde 4.7 ile eş, yüzde 3.6 ile anne/baba, yüzde 2.7 ile kendisi, yüzde 1.9 ile torunlar ve yüzde 1.7 ile diğer kişiler izledi. Mutluluk kaynağı olan değerlerde sağlık ilk sırayı aldı.

Kendilerini en çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı yüzde 72.1 olurken, bunu sırasıyla; yüzde 14.6 ile sevgi, yüzde 7.0 ile başarı, yüzde 3.2 ile para, yüzde 2.3 ile iş ve yüzde 0.8 ile diğer değerler izledi.

 

Kamu Hizmetlerinde En Yüksek Memnuniyet Ulaştırma’da

En yüksek memnuniyet oranı yüzde 78.4 ile ulaştırma hizmetlerinde gerçekleşirken bunu sırasıyla; yüzde 75.7 ile asayiş, yüzde 75.4 ile sağlık, yüzde 67.9 ile Sosyal Güvenlik Kurumu, yüzde 65.1 ile eğitim ve yüzde 57.9 ile adli hizmetlerden memnuniyet izledi.

 

Bireylerin Çoğu Kendi Geleceklerinden Umutlu

Kendi geleceklerinden umutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı, 2015 yılında yüzde 74.4 iken 2016 yılında yüzde 76.8’e yükseldi. Bu oran kadınlarda yüzde 74’ten yüzde 76.7’ye, erkeklerde ise yüzde 74.7’den yüzde 77.0’ye yükseldi.

(İndirmek için tıklayınız)

İşsizlik-oranı-121-seviyesinde-gerçekleşti

İşsizlik oranı %12,1 seviyesinde gerçekleşti, Kayıt dışı çalışanların oranı ise %33,3…

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2016 yılı Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 590 bin kişi artarak 3 milyon 715 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,6 puanlık artış ile  %12,1 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 1,9 puanlık artış ile %14,3 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 3,5 puanlık artış ile %22,6 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 1,6 puanlık artış ile %12,3 olarak gerçekleşti.

(İndirmek için tıklayınız)