“Türkiye’deki-Mülteci-Girişimciliğini-Güçlendirmek”-Hatay-Çalıştayı

“Türkiye’deki Mülteci Girişimciliğini Güçlendirmek” Hatay Çalıştayı Gerçekleştirildi

22 Mart günü Erol Bilecik Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen “Türkiye’deki Mülteci Girişimciliğini Güçlendirmek” Hatay Çalıştayı’na kamu kuruluşları, mülteci girişimciler, Türk işadamları ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.  İNGEV ve İPM ortak girişimi “ActHuman Sosyal Kapsama İnisiyatifi”nin, UNHCR ile işbirliği içerisinde, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti finansal desteği gerçekleştirdiği çalıştayda açılış konuşmalarını İNGEV Direktörü Berk Çoker, UNHCR Hatay Saha Ofisi Uzmanı Rıfat Kerim Menemencioğlu ve UNHCR Yetkinlik Programları Sorumlusu Asuman Baba yaptılar.

 

Ardından T.C. Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’nden Dış Ticaret Uzmanı Ali Can Kahya “Yerel Girişimciliği Geliştirmek için Devlet Teşvikleri” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Bunu takiben İNGEV Mütevelli Heyeti Üyesi Avukat Arkın Eyvazoğlu “Şirket Kuruluşları ve Kuruluş Sonrası Hukuki Yükümlülükler” konulu sunumunda mülteci girişimcilere detaylı bilgi verdi. Bu iki önemli sunum sonrasında İNGEV’in hazırladığı İstanbul, Hatay, Mersin ve Adana’da yaşayan 8 mülteci girişimcinin ticaret hayatlarını anlatan “Hayatı İnşa Et, Ticareti İnşa Et” video öyküsü gösterildi ve katılımcılardan beğeni topladı.

Sosyal Uyuma Dair Bilgi Paylaşımı ve Tanıştırma Oturumu’nda ise, gerek mülteci girişimciler, gerek Türk işadamları ve kamu kuruluşları temsilcileri, değerli yorumları ile “Hatay’da ticari gelişme fırsatları ve mülteci şirketlerin ihtiyaçları neler, Hatay’da ne tür desteklere ihtiyaç var, Hatay’da mülteci şirketler nasıl iş hayatına daha iyi entegre olabilirler, Hatay’da mülteci şirketlerin ne tür hukuki, finansal bilgi ihtiyaçları var” gibi sorulara yanıt aradılar. Oldukça interaktif geçen bu oturuma; Hatay İşkur İl Müdürü Sn. Ziya Yüksel, İl Ticaret Müdürlüğü’nden Sn. Burhan Kahraman, DOĞAKA (Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı) Sektörel Destekler ve Planlama Birimi Başkanı Sn. Serdar Çınar, Hatay Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sn. Abdülgani Kit, DASİFED (Doğu Akdeniz Sanayici ve İşadamları Derneği) Genel Sekreteri Onur Dönmezer, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Dış Ticaret Birim Yöneticisi İbrahim Eminoğlu, Reyhanlı Suriye Ticaret ve Sanayi Odası otuzu aşkın üyesi ve farklı sektörlerden Hataylı işadamları katıldı.

Hatay

 

Hatay-calistayi-1 Hatay-calistayi-2 Hatay-calistayi-3 Hatay-calistayi-4 Hatay-calistayi-5 Hatay-calistayi-6

“Türkiye’deki Mülteci Girişimciliğini Güçlendirmek” İstanbul Çalıştayı Gerçekleştirildi

“Türkiye’deki Mülteci Girişimciliğini Güçlendirmek” İstanbul Çalıştayı Gerçekleştirildi

8 Mart günü Dedeman Otel’de gerçekleştirilen “Türkiye’deki Mülteci Girişimciliğini Güçlendirmek” İstanbul Çalıştayına sektörel dernekler, mülteci girişimciler ve sivil toplum örgütleri büyük ilgi gösterdi.

İNGEV ve İPM ortak girişimi “ActHuman Sosyal Kapsama İnisiyatifi”nin, UNHCR ile işbirliği içerisinde, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti finansal desteği gerçekleştirdiği çalıştayda açılış konuşmalarını İNGEV Başkanı Vural Çakır, UNHCR Geçim Kaynakları Müdürü Damla Taşkın ve İTO (İstanbul Ticaret Odası) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hakan Orduhan yaptılar.

 

Ardından İNGEV’in hazırladığı İstanbul, Hatay, Mersin ve Adana’da yaşayan 8 mülteci girişimcinin ticaret hayatlarını anlattığı “Hayatı İnşa Et, Ticareti İnşa Et” video öyküsü gösterildi ve katılımcılardan beğeni topladı. 27 Eylül’de lansmanı yapılan ve hukuki ve finansal mevzuata dair öneriler getiren “Türkiye’de Mülteci Girişimciliğinin Ekonomiye ve İstihdama Katkısını Geliştirmek” sosyal politika paketi bir kez daha  bu toplantıda Suriye Ekonomi Forumu tarafından sunuldu. Sektörel derneklerin güçlü bir katılımla, mülteci girişimcilere yaptıkları sunumlarda, derneklerinin yapısı, üyelik şartları ve avantajları üzerine bilgiler verdiler.

 

Bu oturumda Istanbul Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği – İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizameddin Aşa, TGSD Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ramazan Kaya, DEİK Suriye İş Konseyi Başkan Yardımcısı Osman Nuri Önügören, UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Cihan Yusufi, Gıda Perakendecileri Derneği ve Kategori Mağazacılığı Derneği Genel Sekreteri Füsun Tavus Mumcu, İstanbul Kuyumcular Odası Genel Sekreteri Ali Ramazan Şanto, TUSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Melda Çele, İHKİB- İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon ihracatçilar Birliği Hazır Giyim AR-GE Şubesi Şube Şefi Ahmet Şişman, KOSGEB İTO Temsilcisi Kerim Bilir, TÜRKONFED Sektörel Yapılanma Bölümü’nden Özgün Pelit, TAYSAD Kurumsal İletişim’den Sercan Duygan hazır bulundular.

 

Bu oturumun ardından düzenlenen bilgi paylaşımı ve soru cevap kısmında, Limitless Kurumsal Danışmanlık Hizmetleri Genel Müdürü Sayın Yunus Beyhan, “Türk Ticari Mevzuatı ve Şirket Kurma Yönetmeliği” konusunda, aynı zamanda bu proje kapsamında 25 ocak tarihinden beri aktif olan mülteci girişimci danışma hattına dair detaylı bilgi verdi. Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’nden Dış Ticaret Uzmanı Ali Can Kahya “Girişimciliği Geliştirmek için Devlet Teşvikleri” konulu bir sunum gerçekleştirdi.

 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün onurlandırıldığı çalıştayda, kadın katılımcılara çiçek verildi.

Turkiye-deki-Multeci-Girisimciligini-Güclendirmek-Istanbul-Calistayi-1 Turkiye-deki-Multeci-Girisimciligini-Güclendirmek-Istanbul-Calistayi-2 Turkiye-deki-Multeci-Girisimciligini-Güclendirmek-Istanbul-Calistayi-3 Turkiye-deki-Multeci-Girisimciligini-Güclendirmek-Istanbul-Calistayi-4 Turkiye-deki-Multeci-Girisimciligini-Güclendirmek-Istanbul-Calistayi-5

“ Suriyelilerin Türkiye’deki Yükseköğretime Katılımı” Çalıştayı Gerçekleştirildi

İNGEV, Bahçeşehir Üniversitesi Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi İşbirliği ile Düzenlenen; “ Suriyelilerin Türkiye’deki Yükseköğretime Katılımı Çalıştayı” Sona Erdi.

 

Türkiye’de yaşayan Suriyeli gençlerin yükseköğretime katılımını arttırmak amacı ile yönlendirme desteği sağlayacak Çağrı Merkezinin hizmet kapsamı ile ilgili önerilerin geliştirilmesi amacı ile “Suriyelilerin Türkiye’deki Yükseköğretime Katılımı Çalıştayı” Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlendi. Milli Eğitim Bakanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, TÖMER, TÜRKMER, Ankara Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi  ve Türkiye genelinde Suriyeli gençlerin eğitimi alanında çalışma yürüten çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin vr Suriyeli öğrencilerin geniş katılımı ile düzenlenen Çalıştayda Suriyelilerin yükseköğretime katılımı ile ilgili mevcut politikalar, uygulamalar ve destek mekanizmaları hakkında görüş alışverişinde bulunuldu, Suriyeli gençlerin yükseköğretime katılımı alanındaki ihtiyaçları ve karşılaştıkları sorunlar tespit edildi. Ayrıca, “Eğitim Şart Projesi” kapsamında kurulacak olan Çağrı Merkezinin hizmet kapsamı ile ilgili öneriler paylaşıldı.

 

30 kişinin katılımı ile gerçekleşen Çalıştayda Suriyeli gençlerin yükseköğretime erişim alanında karşılaştıkları genel sorunlar;

 

-Başvurusu yapılabilecek üniversite ve bölümler hakkında bilgi edinilmesinde; üniversitelere başvuru süreçleri ve Yüksek Öğretim Sınavı (YÖS),  üniversiteye kayıt olma, yatay geçiş, özel öğrenci olarak eğitim alma, ön lisanstan lisans programına geçiş prosedürleri ile ilgili bilgiye ulaşmakta güçlük yaşanması, lise diplomalarının ve sertifikaların denkliğinin sağlanmasında problemler ile karşılaşma, burs programları, başvuru prosedürleri, bursiyer seçim kriterleri hakkında detaylı bilgiye ulaşamama,

mevcut Türkçe dil kursları, TOEFL başvuru süreçleri hakkında bilgiye ulaşılacak kaynakların neler olduğunun bilinmemesi olarak belirtildi.

 

Öte yandan, Suriyelilerin Yükseköğretime katılımlarına katkı sağlamak amacı ile hizmet verecek olan çağrı merkezinin üniversitelere başvuru prosedürleri, denklik ile ilgili  işlemler, burs ve yurt olanakları, dil kursu desteği, TOEFL başvuru süreci konularında Suriyeli öğrencilere yönlendirme desteği sağlaması önerildi.

Pause-Dergi-Röportajı

Dünya Tek Bir Yoksul Bırakmayacak Kadar Çok Gelir Üretebiliyor

Ülkemizin Örnek girişimcilerinden… Araştırma sektöründe 25. Yılı aşkın bir sürede gerçekleştirdiği çalışmalarla, bir çok yerli ve global kuruluşun stratejik yol haritasını hazırlamasında yol göstermiş başarılı bir isim. Başarılı olduğu kadar da, cesur ve kararlı… Öyle ki;  Türkiye’de vakıf ve sivil toplum ortamının gerginleştiği bir dönemde, profesyonel meslek hayatını minimize edip, insani gelişmeyi esas alan “İNGEV”i ( İnsani Gelişme Vakfı ) kurdu… Yılların tecrübesiyle, bilgi ve brikimini hayata geçirdiği her projeye tutkuyla aktarıyor. Vaz geçmiyor. Şans değil çabayla ilerlemeye inanıyor. Bu ay lki söyleşi konuğumuz; kendi efsanesini yaratan ülkemizdeki nadir isimlerden sevgili Vural Çakır… Kendisi ile İNGEV projelerini, dünyada marka olabilmenin güçlüklerini, gelir dağılımı eşitsizliklerini ve daha bir çok önemli hususu Pause Citys’in seçkin okurları için konuştuk. Keyifle okumalar…   

 

*İNGEV‘in kuruluşundan buyana geçen süreci değerlendirdiğinizde durum nasıl? Tıkandığınız ya da hız kazandığınız hususlar var mı?  İNGEV’ de insani gelişme konularının önemini anlatmak, bu konudaki çalışmalara yol gösterecek sosyal politika dokümanları hazırlamak ve uygulama projelerini desteklemek konularında çalışıyoruz.  İnsani gelişme bütün büyük sözlerin, politikaların, uygulamaların hedef alması gereken ana nokta. Burada yol alabildiğimiz ölçüde kendimiz huzurlu hissedebiliriz.  Bu geniş kavramın en önemli hedefi ise planetteki her bireyin iyi hayat standartlarına kavuşturulması ve yoksulluğun yok edilmesi.

*Yoksulluğu yok etmek mümkün mü, bu bir ütopya mı? Birleşmiş Milletler raporlarına göre şu anda Dünya’da 1,2 milyar net yoksul var. Standartı biraz yukarı çekerseniz ise sayı 3 milyar. Öte yandan 8 tane ailenin serveti, 3 milyar insana eşit.  Yani, dünya tek bir yoksul bırakmayacak kadar çok gelir üretebiliyor, ama mevcut bölüşüm sistemi ve tüketim kültürü bunu engelliyor.   3 milyar insanı iyi yaşatabilecek gelir 8 ailede toplanabiliyor. Daima daha fazla ve daha lüks tüketmeyi kutsayan bu kültür ve bu bölüşümle yoksulluk hiçbir zaman yok olmayacak.  Belki bazı bağışlar, sosyal sorumluluk projeleri ile vicdanlar rahatlayacak sadece.

*Yoksulluk dışında İNGEV’de özellikle üzerinde durduğunuz alanlar neler, İnsani gelişim hususunda toplumsal boyutta ülkemizdeki diğer öncelikler ne olmalı? İstihdam ve istihdamı destekleyecek eğitim politikaları konusunda çalışıyoruz. İnsani güvenlik yine çok önemli bir boyut… Ülkemizdeki her bireyin kendini güven içinde hissetmesi, insanlığın geliştirip olgunlaştırdığı haklar içinde, başka ülkelere örnek olabilecek bir düzeye ulaşması hep gündemde olacak.

Oyun-kuralı-içinde-önemli-markalar-yaratabiliriz”-–-Vural-Çakır-Pause-Dergi-Ropörtajı-1

*İNGEV‘in 2018 planlamalarından da bahseder misiniz?   Oldukça taze bir vakıf olmamıza karşın ciddi bir teveccühle karşılaştık. Gönüllü arkadaşlarımızın desteği ile yoğun bir program içindeyiz. İstanbul kalkınma ajansı için hazırladığımız “ İstanbul’daki istihdam trendlerini” eğitimle ilişkilendiren çalışmamızı yeni tamamladık. Yerel yönetimleri insani gelişme politikalarına teşvik etmek için hazırladığımız ikinci  “ İlçeler İnsani gelişme endeksi-raporumuzun çalışmaları sürüyor.  Şubat- Mart gibi yayınlayacağız. Türkiye’deki kutuplaşmayı azaltacak,  sosyal uyumu geliştirmeye yardımcı olabilecek bir araştırmayı başlattık. İstanbul Poltikalar Merkezi ile birlikte yürütüyoruz. O’nu da Mart ayında tamamlayacağız. Suriyeliler çok önemli bir konu olarak Türkiye’nin gündemine girdi, çalıştığımız her konuda özel bir segment olarak karşımıza çıkıyor.

*Mülteciler çok tartışmalı oldu, ülkede kaynakları tükettiklerinden, eğitimsiz olduklarından ve bir an önce geriye ülkelerine gitmeleri gerektiğinden söz edenler var? İşin politik tarafında çeşitli yorumlar olabilir. Ama bu her şeyden önce insani bir mesele… Politika değil. Ülkelerindeki çatışmadan kaçmak zorunda kalmış ve Türkiye’ye sığınmış insanlara bu şekilde yaklaşılması bir ırkçılık ve snopluk olur. Bize yakışmaz. Artık çok büyük bir bölümünün Türkiye’de kalacağı kesin. Bunun için stratejik bir plan gerekiyor. Biz İNGEV’de kendi olanaklarımız ölçüsünde katkı veriyoruz

*Nasıl katkı verilebilir? Ben herkese bu konudaki çalışmalara, başta entegrasyon olmak üzere kendi imkanları ölçüsünde destek olma tavsiyesinde bulunuyorum. Önümüzdeki  15 yılı yakından etkileyecek bir mesele ile karşı karşıyayız. Henüz fark edebildiğimizden çok daha ağır… Biz şu anda İstanbul Politikalar Merkezi ile birlikte Suriyeli girişimcilerin Türkiye ekonomisine ve istihdama katkılarını artıracak bir proje üzerinde çalışıyoruz. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği de projeyi destekliyor. Ayrıca, Suriyeli gençlerin yüksek öğrenime yönlendirilmelerine katkı veren bir proje için de Bahçeşehir üniversitesi ile birlikte çalışıyoruz. Bunu da Uluslararası önemli bir kuruluş olan Hope destekliyor.

*Size göre kuruluşunuzdan bu yana en  iddialı İNGEV projesi hangi​si oldu? Aslında en iddialı projemiz İNGEV’ in kuruluşu oldu. Türkiye’de vakıf ve sivil toplum ortamının gerginleştiği bir dönemde, insani gelişmeyi esas alan, vakıf şeklinde gerçekleşen bir kuruluş… Kuruluş toplantımız da büyük bir ilgi görmüştü. Act-Human İnsani Gelişme Zirvesi birçok kişi tarafından gerçekleşmiş en kalabalık ve en etkili sivil toplum konferanslarından birisi olarak yorumlandı.  Dünya’nın en etkili düşünürlerinden birisi kabul edilen Harari’nin katlımı ile destek vermesi da unutulmazdı tabi…

Oyun-kuralı-içinde-önemli-markalar-yaratabiliriz”-–-Vural-Çakır-Pause-Dergi-Ropörtajı-2

*Sizin aslında mesleğiniz araştırma ve girişimcilik. Nielsen ve Ipsos gibi iki dev şirketin Türkiye’deki kurucu ortağı ve yöneticisi olarak pazarlamanın hemen her alanında uğraştığınızı biliyoruz. Türkiye’nin dünya’da markalaşması ve markalar yaratması konusunda sıkıntılar nasıl aşılabilir? Türkiye’den Dünya markası çıkar mı gibi genel ve uzun süreli bir tartışma vardır. Bu konuda aslında çok yol alan markalarımız ve şirketlerimiz var. Beko, THY, Paşabahçe, Vestel, Eczacıbaşı ilk aklıma gelenler.. Ama şunu gerçekçi olarak kabul etmeliyiz. Belirlenmiş oyun kuralları ve tarihi gelişme içinde bu imkansız ölçüsünde zor. Oyunun kuralları çok önceden bir sistem yaratmış ve bu sistem gelişmiş diye tanımlanan ülkeler lehine işliyor. Başta finansman gücü olmak üzere… Oluşmuş oyun kuralları içinde önemli markalar yaratabiliriz ama asıl mesele oyunun kurallarını değiştirebilecek alanlar ve sistemler yaratabilmekte. Yoksa dünyanın en önemli arama motoru veya araba markası veya kozmetik veya deterjan markası bizden olmayacak, bunlar mevcut oyunun ürünleri. Mevcut tüketim kalıplarını yaratanlar ve üretenler.

*Peki ülke olarak Türkiye markası nasıl gelişebilir? Türkiye’nin dünya sokaklarındaki insanlar,  buna isterseniz eskiyen dünya tabirleri ile tüketiciler de diyebilirsiniz, tarafından sempati ile karşılanan bir marka olması çok büyük bir hedef. Çok da güzel bir hayal… Bu ürünlerimizdeki markalaşmayı da çok besler. Uzun ve zor bir konu… Şöyle deyip bırakabiliriz; dünya sokaklarındaki insanlara sıcak gelecek bir içerik ve iletişim hattı yakalayabilmeliyiz.

*Son olarak eklemek istediklerinizi alabiliriz? Pause’ a yayın hayatında büyük başarılar. Herkese mutlu yıllar. Daha az lüks tüketimle mutlu olabilme ve topluma katkı vermeye daha fazla zaman ayırabilme şansı için çaba harcamayı önemsemeliyiz.

Esas Olan İnsani Gelişme

Bir ülkeyi güçlü yapan nedir ? Bulunduğunuz siyasal ve sosyal konuma, belki çalıştığınız işyerine göre farklılaşabilir cevaplarınız. Bizim İngev’deki bakış açımızda ise sorunun cevabı net; ülkeler  insani gelişme düzeyleri kadar güçlü olabilir.  Sosyal hakkaniyet içinde herkese insanca yaşamaya yetecek gelir sağlayabildiğimiz, ekonomik gelişmeden herkesi,özellikle düşük gelirlileri yararlandırabildiğimiz, insanların gündelik hayatlarını etkileyebilecek kararlara katılabildiği, birbirleri ile işbirliği için örgütlenebildikleri, doğal kaynaklara erişimin olduğu ve bütün bunların devamlılığını güvence altına alabildiğimiz ölçüde güçlü olabiliriz.
Biz bugünlerde İNGEV’de ikinci yılımızı tamamlıyoruz. Bu iki yılda öncelikle insani gelişme kavramının altını çizmeye odaklandık. Sonra da, bültende örneklerini okuyacağınız projelerle  fiilen katkı vermeye çalıştık.
Vakıf yaşamı için kısa sayılabilecek bir sürede birçok proje yürütebilir hale gelmemizde gönüllü arkadaşlarımız en az biz çalışanlar kadar rol oynadı. Deneyimli Sivil toplum örgütleri yapıcı yaklaşımlarıyla bize çok şey öğretti. Herkese çok teşekkür ediyoruz..
İyi seneler

İNGEV, “HOPES-Eğitim Şart” Projesinin Startını Verdi

İNGEV, “HOPES-Eğitim Şart” Projesinin Startını Verdi

İNGEV tarafından, Bahçeşehir Üniversitesi Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi (BAUMUS) ile yürütülmeye başlanan “Eğitim Şart” projesinin Danışma Kurulu Toplantısı Suriyelilerin eğitimi alanında çalışma yürüten farklı kurum temsilcilerinin katılımı ile düzenlendi. Danışma Kurulu Toplantısı’nda “Eğitim Şart” projesi hakkında bilgi paylaşıldı, Suriyelilerin Türkiye’de Yükseköğretime katılımı ile ilgili mevcut politikalar, uygulamalar ve proje kapsamında kurulacak Çağrı Merkezi’nin hizmet kapsamı hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

Suriye krizine cevaben oluşturulan AB Bölgesel Güven Fonu kapsamında, HOPES Bölgesel Programı, Almanya Akademik Değişim Hizmetleri, British Council, Campuse France ve Nuffic işbiriiği ile yürütülüyor. Projemiz ile üniversitede okuma potansiyeli olan Suriyelilerin Yükseköğretime katılımı alanında etkin bilgilendirme ve yönlendirme hizmetinin sağlanması mümkün olacak. Kurulacak Çağrı Merkezi aracılığı ile üniversitede okuma potansiyeli olan Suriyeli gençlerin üniversitelere başvuru prosedürleri, burs ve yurt olanakları, dil kursu desteği gibi konularda güvenilir yönlendirme desteği sağlanacak.

“Suriyelilerin-Türkiye’deki-Yükseköğretime-Katılımı-Çalıştayı” düzenleniyor

“Suriyelilerin Türkiye’deki Yükseköğretime Katılımı Çalıştayı” Düzenleniyor
Diğer taraftan 10 Ocak 2018 tarihinde İNGEV tarafından, Bahçeşehir Üniversitesi Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi (BAUMUS) ile yürütülmeye başlanan HOPES “Eğitim Şart” projesi kapsamında “Suriyelilerin Türkiye’deki Yükseköğretime Katılımı Çalıştayı” düzenleniyor. Çalıştaya, Milli Eğitim Bakanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Halk Eğitim Merkezleri yetkilileri ile devlet ve vakıf üniversiteleri, dil eğitim merkezleri ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri katılım sağlayacak. Çalıştayda Suriyelilerin Türkiye’de yükseköğretime katılımı ile ilgili mevcut politikalar, uygulamalar ve destek mekanizmaları hakkında görüş alışverişinde bulunulacak. Ayrıca,  Suriyeli gençlerin yükseköğretime katılımı alanındaki ihtiyaçları ve karşılaştıkları sorunlar tespit edilerek “Eğitim Şart” projesi kapsamında kurulacak olan Çağrı Merkezinin hizmet kapsamı ile ilgili öneriler paylaşılacak.

İGE-İ Antalya Muratpaşa Çalıştayı

İGE-İ Antalya Muratpaşa Çalıştayı Yapıldı

İGE-İ (İnsani Gelişme Endeksi – İlçeler) çalışması sonuçları doğrultusunda, ilçeler/belediyeler özelinde daha iyi insani gelişme için çözümlerin tartışıldığı Antalya Muratpaşa Belediyesi Çalıştayı geniş bir katılımla 28 Ekim 2017’de  yapıldı.

 

Çalıştayda, İNGEV hakkında bilgilendirmenin ardından İGE-İ sonuçları, Muratpaşa özelinde sunuldu. Sunuş sonrasında İGE-İ sonuçları uyarınca ilçe/belediye özelinde aksiyon alınması gereken alanlarda masa tartışmaları yapılarak “Fikir Tepsisi”nda öneriler toplandı. İNGEV Danışma Kurulu Üyesi Binnur Çakır ve Prof. Dr. Murat Şeker’in çalıştay sunumlarını gerçekleştirdiği toplantıya, Muratpaşa Belediye Başkanı Av. Ümit Uysal, belediye daire başkanları ve danışmanları katıldı.

 

Bunun yanısıra, İNGEV’in 2017 yılının başında yayınladığı İGE-İ (İnsani Gelişme Endeksi-İlçeler) çalışmasına göre “Sosyal Kapsama” ödülüne layık görülen Muratpaşa Belediyesi’ne ödülü takdim edildi.

 

Çalıştay sonrasında, aksiyon önerisi olarak geliştirilen fikirler gruplanıyor ve “Ele Al”- “Öne Çıkar”- “Geliştir-Koru” olarak gruplanarak raporlanıyor.

Çalıştaydan fotoğraflar:

Muratpaşa Çalıştay-6 Muratpaşa Çalıştay-5 Muratpaşa Çalıştay-4 Muratpaşa Çalıştay-3Muratpaşa Çalıştay-7Muratpaşa Çalıştay-8Muratpaşa Çalıştay-2Muratpaşa Çalıştay-1İGE-İ Antalya Muratpaşa Çalıştayı

İSTKA-Tanıtım-Toplantısı-2

İNGEV, İSTKA’nın Düzenlediği Tanıtım Toplantısında “İstanbul’da İstihdam-Eğitim İlişkisi” Araştırmasının Bulgularını Kamuoyuyla Paylaştı

İstanbul bölgesinin sosyo-ekonomik gelişme eğilimlerini ve potansiyelini ortaya koyan 2014-2023 İstanbul Bölge Planı’nın işaret ettiği öncelik alanlarından olan istihdam konusunda İSTKA (İstanbul Kalkınma Ajansı) desteği ile tamamlanan İNGEV “İstanbul’da İstihdam-Eğitim İlişkisi” ve İTÜ-Marmara Üniversitesi ortak çalışması “İstanbul’da İstihdam Eğilimlerinin Belirlenmesi” araştırma raporları, İstanbul Sanayi Odası’nda tanıtıldı.

 

Araştırma sonuçlarına ait bulguların paylaşıldığı tanıtım toplantısının açılış konuşmalarını İstanbul Sanayi Odası Genel Sekreter Vekili Haktan Akın ile İSTKA Genel Sekreteri Özgül Özkan Yavuz yaptı. İSTKA Uzmanı Dr. Neşe Türkseven’in 2014-2023 “İstanbul Bölge Planında İstihdam Stratejileri”

başlıklı sunumunun ardından araştırma rapor sunumlarına geçildi.

 

İNGEV’in hazırladığı istihdam araştırmasının sunumunu İNGEV Danışma Kurulu Üyesi Renan Burduroğlu gerçekleştirdi. Araştırmanın bulguları üzerine yaptığı sunumda istihdamda kadının rolüne parmak basan Burduroğlu, “Kadınların iş gücüne katılımı çok önemli, eğitim arttıkça iş gücüne katılım artıyor.” Şeklinde konuştu.

 

Diğer bir istihdam araştırması olan “İstanbul’da İstihdam Trendlerinin Belirlenmesi”nin bulgularını, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İlker Akgün ile İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden Doç. Dr.

Aliye Ahu Akgün sundu.

 

İstihdam Araştırmaları Tanıtım Toplantısı, proje yürütücülerinin katıldığı soru-cevap kısmı ile sona erdi.

İSTKA-Tanıtım-Toplantısı-2 İSTKA-Tanıtım-Toplantısı-4 İSTKA-Tanıtım-Toplantısı-5 İSTKA-Tanıtım-Toplantısı-6 İSTKA-Tanıtım-Toplantısı-7 İSTKA-Tanıtım-Toplantısı-1

İNGEV Başlanı Vural Çakır-Anadolu Ajans Ropörtajı

8 bini aşkın Suriyeli şirket 100 bin kişiye istihdam sağlıyor

İNGEV Başlanı Vural Çakır - Anadolu Ajans Ropörtajı

İnsani Gelişme Vakfı (İNGEV) Kurucu Başkanı Vural Çakır, Türkiye’de yabancı sermaye statüsü ile kurulan 8 bin 100 Suriyeli şirket bulunduğunu, bu şirketlerin toplam istihdamının 100 bin kişiye yaklaştığını bildirdi.

Vural Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye meselesinde stratejik bir plan yapılması gerektiğini belirterek, Suriye krizinin başında birçok sığınmacının Türkiye’ye geldiğini, Türkiye’nin çok büyük kaynak ayırarak insani yardım yaptığını ancak Suriye’deki politik belirsizlik ve savaş halinin devam etmesinden dolayı sığınmacıların Türkiye’de kalış süresinin uzadığını anlattı.

Çakır, “Tarihteki benzer örneklere bakıldığında, normalde sınır kamplarında kalanlar belirli bir süre sonra ülkelerine geri dönüyorlar. Fakat süre bir yılı geçtiğinde ve sığınmacılar ülke içlerine dağıldığında geri dönüşler zorlaşıyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin bir yandan kısa vadeli insani sorunları çözmek zorunda olduğunu, diğer yandan Suriyelilerin Türkçe dil eğitimi, kültürel entegrasyonu ve iş dünyasına adapte olmaları gibi uzun vadeli stratejik meseleleri ile karşı karşıya bulunduğunu vurgulayan Çakır, sığınmacıların hala hangi aşamalardan geçerek belli bir statü alacaklarının belli olmadığını söyledi.

“Suriyeliler, Türkiye’nin Arapça konuşulan ülkelere açılımında önemli rol oynayabilir”

Vural Çakır, Türkiye’deki Suriyeli nüfusun sadece yüzde 5’inin kamplarda kaldığını, yüzde 95’inin çeşitli kentlere yayılarak günlük hayatın bir parçası haline geldiğini, Suriyelilerin aşama aşama kendi işlerini kurmaya başladığını ifade ederek, Almanlardan sonra Türkiye’de en çok şirket kuranların Suriyeliler olduğunu bildirdi.

Çakır, “Türkiye’de yabancı sermaye statüsü ile kurulan 8 bin 100 Suriyeli şirket var. Bu şirketler ortalama 50 bin dolarlık sermaye ile kuruldular. Yatırım tutarı yarım milyar dolara yaklaşıyor. Genellikle tekstil, gıda, inşaat gibi küçük ve orta ölçekli işletme boyutunda olan bu şirketlerde ortalama 9,4 kişi istihdam ediliyor. Bu şirketlerin toplam istihdamları 100 bin kişiye yaklaşıyor. Araştırmamıza göre, kendi hesabına şirket kurmadan, serbest çalışan 100 bin Suriyeli var.” şeklinde konuştu.

“Türkiye’deki şirketler daha cesur olmalı”

İNGEV Kurucu Başkanı Çakır, Türkiye’deki Suriyeli iş adamlarının mevzuat yönünden Türk mali sistemine uyum sağlayabilmeleri ve izni olmadan çalışan Suriyelilerin kayıt altına alınması için ticaret odalarına büyük görevler düştüğünü söyledi.

Türkiye’deki şirketlerin Suriyeli sığınmacı meselesinde çekingen davrandığını belirten Çakır, “Dünyada birçok şirket sığınmacılara yönelik çalışma yapıyor ama Türkiye’deki şirketler bu konuda pasif davranıyorlar, daha cesur olmalılar.” dedi.